2 Şubat 2016 Salı

Yedi Krallık Üçlemesi #1 Yetenek - Kitap Yorumu

Merhabalar! Şubat ayının ilk kitabının yorumuyla sizinleyim. Kitaba büyük bir merakla başladım çünkü konusu çok ilgi çekiciydi fakat kitabın ilk100 sayfası boyunca kitabı elimden bırakıp durdum. Yazarın buradaki en büyük hatası oluşturduğu dünyadan bizim haberimiz varmış gibi hareket etmesi. Yedi tane krallık var. Bu demek oluyor ki yedi farklı kral ve yedi farklı şehir var. Gerçi şehirlerin isimleri kralların isimleriyle aynı. Her halükarda sadece 2. bölümde bu krallıklara dair bilgi verilmiş ve sonrasında bütün o isimleri birbiri ardına kullanılmaya başlanmış. İlk 50 sayfa bence konuya girmek yerine krallıklara, dünyanın nasıl bu şekilde bölündüğüne vs. değinilseydi okur için daha kolay olurdu. Çünkü dediğim gibi olayı anlayamadığım için bir türlü okumaya devam edemedim. En sonunda haritayı açıp krallıkları iyice öğrendim, birkaç yorum okudum ki ana konuyu daha iyi anlayabileyim. Bu sorun anladığım kadarıyla sadece beni rahatsız etmemiş. 
Kitabı düzgünce okumaya başladığım anda her şey değişti tabii. Yazarın dili gerçekten çok akıcıydı. Kurgu sürükleyiciydi. Sanırım bu noktada kurguya biraz değinmeliyim.
Krallıklarda bazı kişiler yetenekli olarak doğuyor, bunu gözlerinin renginden anlıyorlar. İki gözleri birbirinden farklı renklerde. Bu kişilerin yetenekleri eğer kullanışlıysa kralların yanında çalışmaya başlıyorlar. Olaylar ana karakter Katsa'nın etrafında dönüyor. Katsa bir yetenekli, yeteneği ise öldürmek. Küçük yaşta yeteneğinin bu olduğunu anlıyorlar ve dayısı Randa-Middluns kralı- onu yanına alıyor ve yeteneğini kontrol edebilmesi için her tür dövüşte ustalaşmasını sağlıyor. Yaşı yeterince büyüyünce de ona kötü işlerini yaptırmaya başlıyor. Halktan biri onun hoşuna gitmeyen bir şey yaptığı anda Katsa oraya gönderiliyor ve adamın cezasını veriyor. Bu kimi zaman işkence olurken çoğunlukla ölümle sonuçlanıyor. Katsa'nın kurduğu bir de konsey var. Konseyin amacı yardıma ihtiyacı olanlara yardımda bulunmak, bir anlamda da ajanlık yapmak. Elbette konsey Randa'dan gizli çünkü Katsa Randa için yaptığı bu şeyleri yapmaktan memnun değil. Kitabın başında ise konsey bir görev peşinde. Lienid kralının babası kaçırılmış, konsey önce onu bulup güvenli bir yere yerleştiriyor sonra da bunun nedenini öğrenmeye çalışıyor. Bu sırada olaya Lienid Prensi Po karışıyor. O da büyük babasını arıyor. Po da yetenekli, yeteneği ise harika bir savaşçı olmak. 
Karakterleri konuşacak olursak: Po'dan başlamak istiyorum. Dostlar! Po gördüğünüz göreceğiniz en harika karakterler arasına girecektir. Gerek Lienid gelenekleriyle, gerek kişiliğiyle o kadar mükemmel ki. Kendisine aşık olacak, kitabın içinden çekip çıkarıp yanınıza almak isteyeceksiniz. Katsa'nın ise sevmediğim birkaç yönüne rağmen genel anlamda başarılı bir karakter. Yazarımız Katsa'yı feminist olarak yansıtmak istemiş fakat birkaç noktada hataları var. Katsa erkek gibi. Saçlar, kıyafetler, mücevherler umurunda değil. Tek istediği şey özgürlük. Kimsenin ona karışmaması. Bu yüzden evlenmeyi reddediyor, birine bağlanmak çocuk sahibi olmak istemiyor. Diyebilirsiniz, e bunların feminizme ne gibi etkisi var. Aslında yok, bunu ben de biliyorum. Fakat günümüzde zaten feminizm "erkek gibi kadınlar", "kadınlardan hoşlanan kadınlar" şeklinde yanlış bir algıyla bütünleştirilmiş durumda. Bunun üstüne birde bu kadar erkek gibi bir karakter yaratıp üstüne feminizmi de bu kadar vurgulayınca olaya çok hakim olmayan insanlar bu ikisini birbirine karmalayabilir, ki eminim yapan vardır. Bu yüzden Katsa'nın karakter olarak eksilerinden en önemlisi bu. Diğerleri tamamen benim kişisel olarak gıcık olduğum şeyler. Onlar önemli değil. 
Yorumu toparlayacak olursam okumaktan çok keyif aldım. Yazarın kaleminden, oluşturduğu dünyadan, karakterlerinden, krallıklara verdiği özelliklere kadar hepsine bayıldım. Özellikle Lienid'lilerin aksesuara düşkün oluşu çok hoşuma gitti. Küpeler, yüzükler, dövmeler...
Zaten 4 puan verdim bu güzelliğe, bir puanı da yukarıda söylediğim şeylerden dolayı kırdım. Devam kitapları da elimde ama onlardan önce okumam gereken birkaç kitap var. Okumanızı gönülden tavsiye ederim. İyi kötü bir sürü yorum var, ama bence bu sizi korkutmasın, okuyun kendiniz karar verin. Kitaplı günler dilerim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder