8 Kasım 2015 Pazar

Legend #1 Efsane - Yorum

Merhabalar! Efsane yorumu ile sizlerleyim. Distopya benim okumayı en sevdiğim türlerden biridir. Efsane'nin distopya olduğundan bihaberdim, öğrenir öğrenmez sipariş listeme eklemiştim okuması, yorumlaması bugüne kısmetmiş. Kısaca konusundan bahsedecek olursak:


 Kitap gelecekte, Los Angeles'ın bir zamanlar olduğu yerde, bölünmüş Amerika Cumhuriyeti'nde gelişiyor. 10 gibi küçücük bir yaşta deneme adı verilen kapsamlı bir sınava tabi tutuluyor ve sınav sonuçlarına göre kişilerin hayatlarının devamı tamamen belli oluyor aslında. Sınavdan yüksek notlar alanlar üst seviyelerde bir hayat yaşarken, düşük alanlar işçi sınıfını oluşturuyor ve hayatlarına güç bela devam ediyorlar. Buraya kadar "ee ne var bunda?" diyenler olabilir. Halkın tek derdi bu değil elbette, bir de ortalığı kırıp geçiren bir veba salgını var. Tahmin edeceğiniz üzere üst seviyeler bu salgından başarılı şekilde kurtulabiliyor çünkü günümüzde de olduğu gibi para her kapıyı açıyor. Olan varoş bölgelere, hayat standartları düşük olan insanlara oluyor.



Olaylar temelde iki kişinin çevresinde gelişiyor ve biz de bizzat kendilerinden dinliyoruz bunları. June, Cumhuriyet'in dehası, denemeden en yüksek notu alabilen tek kişi. Day ise çok aranan ve denemeyi geçememiş azılı bir suçlu. Bu ikilinin hikayesi kesişebileceği en kötü noktada kesişiyor ve kitap tam anlamıyla orda başlıyor aslında. 
Samimi olmak gerekirse kitabı, çok büyük bir kısmı boyunca, distopya yönünden oldukça hafif buldum. Ben daha çok eziyet edilen, otoritenin hayatlara çok daha fazla dahil olduğu distopyaları seviyorum, sebebi budur o düşüncemin. Nitekim ilerleyen sayfalarda olayların aydınlanması sonucunda bu fikrim büyük oranda değişti ve kitaba çok daha sıcak gözle bakmaya başladım.


Güçlü bayan karakterlerin hastası biri olarak June'a bayılmamak elimde değildi doğrusu. Day'in ise çok büyük bir kısmının gizli olduğunu düşünüyorum açıkçası onu pek tanıyamadım, derinlerine inemedim fakat tanıtıldığı kadarıyla kendisini çok seviyorum. Tess, karakteri bakımından bende Açlık Oyunları'ndan Rue'yu hatırlattı ve onu daha da bir sevdim. Kısacası karakterlerde hoş olmayan bir kısım yoktu. 
Kısacası Efsane'ye bayıldım. Distopya ve biraz da bilim kurgu sevenlerdenseniz hiç durmayın kapın bu güzelliği ve okuyun.


Daha önce de belirttiğim gibi uzun süre kitap alamayacağım bu yüzden Deha'yı bir süreliğine uzaktan uzaktan izlemekle yetinmek zorundayım. Üstüne bir de Tüyap serüveni var katılamadığım. Artık alamadığım kitapları bir kenara bıraktım zaten ama o kadar çok insan var ki tanışmak istediğim, beş dakikalığına bile olsa muhabbet etmek istediğim. En çok ona üzülüyorum ve bir sınav öğrencisi klasiği olarak "seneye" demekten başka çarem kalmıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder